Anadolu Selcuklu Mimarisi

11. yüzyıldan 14. Yüzyılın başına kadar olan sürede Anadolu’nun Türkler tarafından İslamlaştırılmasıyla
birlikte etnik, kültürel ve dinsel açıdan yeni bir tarihsel sürece girilmiştir. Bir yanda çoğunluğu Hristiyan
olan Rum, Ermeni, Süryani ve Gürcü gibi yerel halklar bir yanda da heterojen siyasi tablo çizen Türk
toplulukları Anadolu’nun yeni sosyal ve kültürel karakterini oluşturmaktadır. Türklerin bir kısmı
Doğu’da beylikler kurarken bir kısmı da Batı’ya doğru ilerlemeye devam etmiştir. 13. Yüzyıldan itibaren
Konya başkent olmak üzere güçlü bir siyasi örgütlenme sağlanmış, bölgedeki hâkimiyetin kazanılması ile
mimari ürünler verilmeye başlanmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin yerleşim alanları, İslami kurallara
göre biçimlenen sosyal yaşamın gerektirdiği yapılarla imar edilmiştir. Giderleri hükümdar, devlet ve din
adamları tarafından karşılanan cami, türbe, medrese, şifahane, tekke, zaviye, arasta, kervansaray, köprü,
kale, köşk ve saraylar gibi yapıların inşasında çalışan çok sayıda mimar, taşçı, çinici, nakkaş, hattat ve
benzeri sanatçılara din ve etnik köken farklılığı gözetilmeden görev verilmiştir (Sönmez, 1989).
I. Alaeddin Keykubat (1219-1237) dönemi Anadolu Selçuklu Devletinin en güçlü olduğu ve çok
sayıda yapının inşa edildiği süreci kapsar (Erdemir ve Yavuzyılmaz, 2008). Yapımına 12. Yüzyılda
başlanan ve 1220’de I. Alaeddin Keykubat tarafından tamamlanan Konya Alaeddin Camisi, Anadolu
Selçukluları’nın yaptırdığı ilk cami olup Konya kent merkezindeki bir höyük üzerinde yer alır. Üç ayrı
plan şemasına sahip ibadet mekânlarının ve kümbetlerin yan yana eklenmesi ve avlu ile
tamamlanmasından oluşur. Çok ayaklı, düz ahşap çatı örtülü, ulu cami tipolojisi ile mihrap önü kubbeli
kurgu bir arada kullanılmıştır. Yapının taç kapısında iki renkli, geçmeli taş bezeme kullanılmıştır.
Selçuklu ulu camilerinin ibadet kısmında, orta sahın üzerinde sembolik iç avluya referans veren bir ışıklık
bulunmadığında bir dış avlusu olduğu bu örnekte görülmektedir (Erdemir ve Yavuzyılmaz, 2008: 139).
 
Bütünüyle kesme taştan yapılan 1223 tarihli Niğde Alaeddin Camisi planı mihrap duvarına dik üç
sahından oluşur. Yüksek taç kapısı ve silindirik minaresi ile dikkat çeken bu yapıda mihrap önünde yan
yana sıralanmış, birbirinden farklı üç kubbe ile iç mekânda farklılık elde edilmiş, diğer bölümler ortada
yer alan ışıklığın etrafında yer almıştır (Altun, 1988: 49). I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan 1224
tarihli Malatya Ulu Camisi orta avlusu, eyvanı ve mihrap önü kubbesiyle Büyük Selçuklular tarafından
Orta Asya ve İran’da geliştirilen plana benzer. Cami, medrese, hamam ve kümbetten oluşan 1238 tarihli
Kayseri Huand Hatun Külliyesi ilk Anadolu Selçuklu külliyelerindendir. Caminin planı Malatya Ulu
Camisine benzer. Bu dönemde kesme taştan yapılan kâgir camilerin yanı sıra ağaç direkli, ahşap taşıyıcı
sistem ile yapılmış çok ayaklı ulu cami plan şemasına sahip önemli yapılar inşa edilmiştir. Bu özelliklere
sahip olan 1275 tarihli Sivrihisar Ulu Camisi ve 1277 tarihli Afyon Ulu Camisi günümüze ulaşan önemli
yapılardır.
Anadolu Selçuklu mimarisinde diğer İslam ülkelerindeki benzerlerinden farklılaşan yapı türlerinden
biri medreselerdir. Avlunun üzeri açık ya da örtülü olmak üzere iki medrese tipolojisi gelişmiştir.
Danişmentliler tarafından 12. Yüzyılda yapılan Niksar Yağbasan medresesinde olduğu gibi yapının orta
avlusu büyük bir kubbeyle örtülmüştür. 1251 tarihli Konya Karatay Medresesi ve 1264 tarihli Konya İnce
Minareli Medrese bu türün günümüze ulaşan az sayıdaki özgün örneklerindendir. Bu yapılarda avlu
duvarlarına oturan kubbe ile beden duvarları arasındaki geçiş Türk üçgenleriyle sağlanmıştır. Çini mozaik
süslemeler, renkli taş geçmeler ve taş işçiliği dikkat çekicidir. Kayseri Çifte Medrese (1205), Sivas Gök
Medrese (1271), Sivas Buruciye Medresesi (1271), Erzurum Çifte Minare (1291) açık avlulu tipolojinin
özgün örneklerindendir.
13. yüzyılda Anadolu’nun önemli bir ticaret yolu olduğu yapılan çok sayıdaki kervansaraydan
anlaşılabilir. Ticaret yolları üstünde, kervanların konaklamaları ve ihtiyaçları için kesme taştan, kale gibi
yapılan kervansaraylar, han ya da ribat adlarıyla da anılırlar. Aksaray-Kayseri yolu üzerinde bulunan
Alay Han (1192), Konya Aksaray yolu üzerinde bulunan Sultan Han (1229) açık avlulu bu yapıların en
gelişmiş örneklerindendir (Tanyeli, 1997: 91). Kervan yolları üzerinde ticaretin sürekliliği için gerekli
olan güvenli ulaşım ağı köprülerle güçlendirilmiştir. Selçuklu döneminde anıtsal mezarlar kümbet ve
türbe olarak inşa edilmiştir. Konya Alaeddin Camisi içindeki II. Kılıçaslan Kümbeti, Kayseri Çifte
Medrese ’de yer alan Gevher Nesibe Kümbeti, Kayseri’de bulunan Döner Kümbet, Eskişehir Seyitgazi’de
yer alan Ümmühan Hatun Türbesi bunlardan bazılarıdır (Altun, 1988). Bu dönemde yapılmış olan sivil
mimarlık örnekleri günümüze kadar ulaşmamış ancak yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda Beyşehir
Gölü kıyısında, 1236’da I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Kubad Abad Sarayı gibi bazı köşk ve
saraylar hakkında veri elde edilmiştir (Altun, 1988).
Anadolu Selçuklu Devleti, Moğolların baskısı sonucunda, 1308 yılında Sultan II. Mesud’un
ölümünden sonra yıkılmış ve Anadolu’da yeni bir siyasi ve tarihsel dönem başlamıştır. 12. ve 13.
Yüzyıllarda Anadolu’nun yapılı çevresini inşa eden bu toplumun kendilerine özgü bir mimarlık
geliştirdiklerine hiç şüphe yoktur. Ancak Ortaçağ koşulları düşünüldüğünde bu mimarlığı yalnızca bir
yapı olarak değerlendirmek eksiklik olacaktır. Anadolu’da, Mevlevi ve Bektaşi tarikatlarının da katkısıyla
13. Yüzyılda olgunlaşmış olan İslam tasavvuf kültürünün mimariyi en az işlev, malzeme ve yapım tekniği
kadar etkilediği düşünülebilir. Eyvan, taç kapı, mihrap, kemer, kubbe, tonoz, avlu gibi temel tasarım
elemanları, bitki ve hayvan motifli bezemeler ile yazının birlikte yer aldıkları mimari yapıya anlam
vermek üzere seçildiklerinden söz edilebilir (Peker, 2006: 31-41). Anadolu Türk Mimarlığı genel olarak
düşünüldüğünde yapılar henüz Osmanlı Klasik Mimarlığı’nda olduğu gibi tutarlı bir mimari tasarım
bütünlüğüne sahip olmasa da hizmet ettiği toplumun, işlevsel olduğu kadar simgesel ihtiyaçlarına da
başarılı bir şekilde cevap verdiği söylenebilir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <img> <b> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimleme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi

CAPTCHA
This question is for testing whether you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.